Muzip Bir Külkedisi Öyküsü

[Admin]

Yurtdışında hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden tam not alan, 7 milyon dolarlık bütçesine inat gişede 100 milyon doların üzerinde hasılat elde eden "Juno" Türkiye'de 21 Mart'ta gösterime giriyor. 16 yaşında hamile kalan genç bir kızın başına gelenlerin zekice ve mizah dolu bir üslupla anlatıldığı bağımsız filmin boyundan büyük sükse yapmasında aslan payı ise senaristi Diablo Cody'nin. Eski striptizci, yeni senaryo yazarı Cody şimdilerde Hollywood'un ve medyanın yeni ilgi odağı.

Topu topu 7 milyon dolara malolmuş bağımsız bir filmin, "Juno"nun adından bu kadar çok söz ettirmesini, sadece hem izleyicilerden hem de eleştirmenlerden tam not almış, iyi bir film olmasına bağlamak saflık olur doğrusu. Zira söz konusu olan, yönetmeni ve başrol oyuncusunun gösterdiği hünerden ziyade senaristiyle anılan bir film. Bu da Hollywood'da çok sık rastlanan bir durum değil açıkçası. Geçen yıllarda gösterime girmiş ve beyazperdede iz bırakmış filmleri bir düşünün. Mesela "Eternal Sunshine of the Spotless Mind"ıDört dörtlük bir filmdi. Senaryosu da usta işiydi, hatta Charlie Kaufman ve filmin aynı zamanda yönetmeni de olan Michel Gondry'ye en iyi orijinal senaryo dalında Oscar ödülü getirmişti. Ama Kaufman bile, ki kendisi "Being John Malkovich" ve "Adaptation" ile de ne kadar yetenekli bir senarist olduğunu ispat etmişti, "Juno"nun senaristi Diablo Cody kadar medyadan ilgi görmemişti. E, ne de olsa, ne o ne de Paul Haggis ya da Wes Craven gibi kalburüstü senaristler Cody kadar 'renkli' bir yaşam öyküsüne sahip. 2005 yapımı "Thank You for Smoking" ile rüştünü ispatlayan Jason Reitman'ın yönettiği ve başrolünde "X-Men: The Last Stand"in Kitty Pryde'ı Ellen Paige'ın yer aldığı "Juno", 16 yaşında hamile kalan genç bir kızın, Juno'nun başına gelenleri zekice ve mizah dolu bir üslupla anlatıyor. En iyi film de dahil olmak üzere dört dalda Oscar'a aday olan "Juno" eleştirmenler kadar izleyiciler tarafından da beğenilmiş olacak ki, gişede 100 milyon doların üzerinde hasılat elde etti. Bu başarı öyküsünde Cody'nin payına düşen de en iyi orijinal senaryo Oscar'ı oldu! Bu da insana ister istemez "Neredeeen nereyeee" dedirtiyor. Zira senaryo yazarlığında "Juno" ile siftah eden Cody, bundan birkaç yıl öncesine kadar striptizcilik yapıyordu
1978 Chicago, Illinois doğumlu Cody'ninki, Los Angeles Times Gazetesi'nin web sitesindeki Envelope bölümünün köşe yazarlarından Tom O'Neil'ın da dediği gibi 'muzip bir Sinderella' öyküsü. Cody'nin striptiz yaptığı Skyway Lounge'dan elinde Oscar heykelciğiyle ayrıldığı Kodak Tiyatrosu'na uzanan yolculuğu dört yıl önce, 'yetenek avcısı' menajer ve prodüktör Mason Novick tarafından keşfedilmesiyle başladı. Novick bir gün internette gezinirken genç kadının eğlenceli ve içten bir biçimde, striptiz yaptığı günlere dair anılarını aktardığı web günlüğüne rastlayıp vuruldu. Novick aylarca Cody'nin peşinden koştuktan sonra onu, anılarını kitap haline getirip yayımlatmaya ikna etti. Bununla da yetinmedi ve Cody'yi, senaryo yazarlığı yapması için cesaretlendirdi.

Cody rüzgârı tersten esiyor
Cody de bir Starbucks'a oturup dizüstü bilgisayarında, genç yaşta hamile kalan ve bebeğini hali vakti yerinde bir aileye evlatlık olarak verme kararı alan 16 yaşındaki genç bir kızın hikâyesini anlatan "Juno"yu yazıp gönderdi. Novick senaryoya da vuruldu tabii. Hatta ona kalırsa son yıllarda okuduğu en iyi şeydi "Juno"nun senaryosu. Üstelik böyle düşünen yalnızca o da değildi. Filmin yönetmeni Reitman da okur okumaz senaryoya gönlünü kaptırdı; hatta kendi projesini rafa kaldırıp Cody ile birlikte çalışmaya karar verdi.
Striptizciliğin yanı sıra bir süre telefonda seks sohbetleri yaparak da geçimini sağlayan Cody'nin CV'sine renkli yaşamına dair mazeretsiz ve içten oluşu, sözünü sakınmaması ve isyankârlığı da eklenince, neden Hollywood'un ve medyanın ilgisini bu kadar çok çektiğine şaşırmıyor insan. Ancak görünüşe bakılırsa, rüzgâr şimdilerde yön değiştirmiş durumda. Zira birkaç ay öncesine kadar Cody'yi el üstünde tutan medya, şimdilerde onun açığını bulmak için gecesini gündüzüne katıyor. Yani küçük gazetelerden ünlüleri ve medyayı edepsiz bir biçimde eleştiren web günlüklerine kadar birçok yayının yeni hedefi haline gelen Cody, şöhretin bedelini ödüyor bugünlerde.